-
1 taş
taş Stein m (a Dominostein usw); fig Stich m, Stichelei f; Stein-;-e taş atmak jemandem einen Stich versetzen, Spitzen austeilen;taş çatlasa wenn’s hoch kommt; unter (keinen) Umständen;-e taş çıkartmak jemanden weit übertreffen;taş gibi steinhart;taş sürmek Figur, Stein setzen, rücken, ziehen;taş yerinde ağırdır etwa: jeder ist an seinem Platze wichtig;taş yürekli mit einem steinernen Herzen, herzlos;taşı gediğine koymak Wort: ins Schwarze treffen, sehr treffend sein;ekmeğini taştan çıkarmak sich (D) sein Brot sauer verdienen müssen
См. также в других словарях:
taş yerinde ağırdır — herkesin, her şeyin kendi çevresinde önem taşıdığını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi … Çağatay Osmanlı Sözlük